"Her yaz öncesi bi' heves spora başlıyorum, 1 ay sonra bırakıyorum." diyenlerden misiniz?

Merak etmeyin, spor salonlarına kaydolan birçok kişi de sizinle aynı ya da benzer durumda. Günlük hayatın stresi, iş yoğunluğu, zaman kısıtı gibi engeller bir araya geldiğinde özellikle büyük şehir yaşantısında spora vakit ayırmak zor gibi görünebiliyor.

Hele bir de spor konusunda yeteri kadar istekli değilseniz, “Sporu sevmiyorum, kaytarma eğilimindeyim.” diyorsanız, o zaman sizin için işler daha da zorlaşıyor demektir.

Ancak bu nedenlerin hiçbiri sizi fazla yağlarınızdan, ya da iki kat merdiven çıktığınızda soluk soluğa bırakan kondisyon eksikliğinizden kurtarmayacak. Yani siz spora gitmemek ya da kaytarmak için kendinizde çok geçerli mazeretler bulsanız da, vücudunuz bunların bahane olduğunu anlayacak ve yağlanarak, yavaşlayarak sizi cezalandırmaya devam edecek.

Peki, ne yapacağız? Bu böyle devam mı edecek?

Hayır.

Gerçekten bu işi kafaya koyduysanız, yani daha zinde, daha sağlıklı ve çekici bir vücut istiyorsanız bir profesyonelden destek almak iyi bir çözüm. Bir Personal Trainer’la çalışmak size neler kazandırır, şöyle bir özetleyelim istedik;

- Spor koçunuz, her şeyden önce sizi motive eder, kendinize inanmanızı sağlar.

- Spordan kaytarma eğilimindeyseniz, buna engel olur, sizi yeniden yönlendirir ve teşvik eder.

- İşi bilenle yapmak; uzmanlığından faydalanmanızı sağlar, daha kısa sürede daha etkili sonuca ulaşırsınız.

- Uzmanlık, sporda olabilecek sağlık sorunları ve sakatlanmaların da önüne geçer, daha güvenli spor yaparsınız.

- Başkalarından duyduğunuz, size uyup uymayacağı belli olmayan programlar yerine, size özel, sizin kapasitenize uygun programlarla etkili spor yaparsınız.